İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku

İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku

$pp['baslik']?>

İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku

İş Hukukunun Kapsamı, Konusu ve Özellikleri

İş hukuku iş ilişkilerinin konu edinildiği bir hukuk dalıdır. Bu nedenle iş hukukunu “iş ilişkilerini konu edinen hukuk” dalı olarak tanımlamak mümkündür. Ancak tüm çalışma ilişkileri iş hukukunun kapsamına girmez, aradaki ilişkinin iş sözleşmesi olduğu ilişkiler, iş hukukunun inceleme alanı içerisinde yer alır. Aslında çalışan kimseleri bağımlı (memur, işçi) ve bağımsız (esnaf sanatkar, mimar, doktor) çalışanlar olarak iki gruba ayırmak mümkündür. İş hukuku bağımlı çalışanlardan işçileri inceleme konusu yapmaktadır.

İş hukuku, iş sözleşmesine dayanarak ücret karşılığı bir başkası (işveren) için ve ona bağlı olarak çalışanlar (işçi) ile bunların arasındaki iş ilişkilerini düzenleyen hukuk dalıdır. Bu arada iş hukuku devlet ile örgütler (sendika) arasındaki ilişkileri de kapsamına alır.

Bireysel (ferdi) iş hukuku, tek bir işçi ile işveren arasında iş sözleşmesi ile kurulan iş ilişkisinin incelendiği kısımdır. İş sözleşmesinin kurulması, tarafların borçları, sona erme gibi konular kapsamda yer alır. Bireysel iş ilişkileri; esas itibariyle İş Kanunu, Deniz İş Kanunu, Basın İş Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda düzenlenir.

Toplu (kolektif) iş hukuku ise, işçi ve işveren arasında en az bir tarafın topluluk olarak yer aldığı ilişkileri konu edinir. Kolektif iş hukukunda sendikalar önem kazanır. Toplu iş hukukunun sendikalar hukuku ile toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt hukuku alt dallarıdır. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi kanunu, esas itibariyle toplu İş Hukukunu düzenleyen kanun hükümleridir.

Özellikleri

İş hukukunda iki ilke öne çıkar. Bunlardan bir tanesi işçilerin korunması ilkesi, diğeri de işçi yararına yorum ilkesidir.

İş hukukunun doğuş ve gelişiminin temel nedeni; iş ilişkilerinde daha güçsüz durumda olan işçilerin korunması kaygısıdır. İşçilerin özel olarak korunması gereği, işçilerin kişisel ve ekonomik açıdan işverene karşı bağımlı olmalarından kaynaklanır. İş hukukunun işçiyi koruma amacı, yalnızca onun maddi varlığının değil, kişiliğinin, onurunun, şeref ve haysiyetinin de korunmasını zorunlu kılar.

Diğer bir ilke de, işçi yararına yorum ilkesidir. Yorum, açık olmayan hükümlerin açıklığa kavuşturulması ve uygulanabilir hâle getirilmesidir. Bununla birlikte, yorum yapılabilmesi için açık olmayan hükümlere ihtiyaç vardır. Yoksa yorum gerektirmeyecek kadar açık hükümler, işçi lehine de olsa, yorumlanamazlar.