ADLİ KONTROL KARARLARININ UYGULANMA SÜRESİNİN KISITLANMASI

Ceza Muhakemesi Kanunu’ nda yapılan değişiklikle 01.01.2022 tarihinden itibaren artık adli kontrol kararlarının süresi sınırlanmıştır. Uzun süren yargılamalar ve soruşturma süreleri dikkate alındığında bu uygulamanın hayata geçirilmesi önem arz etmektedir. Ayrıca bu kanun değişikliğinin yapılmasındaki asıl amaçlardan birinin de adli kontrol sürelerinin uzun olması sebebi ile Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen hak ihlallerinin yaşandığına ve hazinenin bu sebeple tazminat ödemeye mahkum edildiği kararlarında etkisi büyüktür. Anayasa Mahkemesi'nin 2016/50822 bireysel başvuru numaralı 07/09/2021 tarihli kararında yurtdışı çıkış yasağı yönündeki adli kontrol kararının uzun süre devam ettirilmesinin ihlal niteliğinde olduğuna ve hazinenin tazminat ödemesine karar verilmiştir. İşte bu tip mağduriyetlerin önüne geçebilmek için kanun koyucu tarafından adli kontrol kararlarının uygulanması için süre sınırı getirilmesi gayet doğru bir hamle olmuştur.

Dosyaları devam eden sanıklar ve vekillerinin adli kontrol sürelerinin dolup dolmadığını kontrol etmesi, mahkemeler bu hususu gözden kaçırdıkları takdirde itirazlarını sunması elzemdir. Adli kontrol kararları her ne kadar basit gözükse de birçok şüpheli ve sanığın mağduriyetine yol açmaktadır. Örnekleri şu şekilde sıralayabiliriz.

  1. Toplantı trafiği yoğun olan iş insanları için haftanın iki günü imza vermesi büyük bir külfettir.
  2. Sürekli yurtdışı ile iş yapan ve ihracatta rekorlar kıran bir iş insanı için yurtdışı çıkış yasağı konulması ekonomik olarak sıkıntı yaşaması için yeterlidir.
  3. Özel sektörde çalışan bir işçinin patronundan imza atmak için izin istemesi işçinin işini kaybetmesi için yeterlidir.

Tüm bu sebeplerle getirilen düzenlemenin reform niteliğinde olduğunu düşünmekteyiz. Sadece uygulamada terör suçlarında nasıl bir uygulama izleneceği merak konusudur. Halihazırda terör yargılamaları sonucunda cezaların kesinleşebilmesi 7 yıldan fazla sürmektedir. Bu süreler aşıldığı takdirde terör sanıklarının itirazları doğrultusunda yurtdışı çıkış yasağının kaldırılıp kaldırılmayacağı merak konusudur. Temyiz incelemesinde olan dosyalarda ilk derece ve istinaf mahkemeleri dosyanın kendilerinden çıktığından bahisle bu tip itirazları dosyanın bulunduğu Yargıtay’ a göndermektedir. Ancak Yargıtay, bu kadar iş yükü arasında inceleme yapamamaktadır. Kanun maddesinin getirilme amacı doğrudur ancak uygulamaya geçirilebilecek mi, terör sanıkları hakkında uygulanabilecek mi bu soruların cevabı uygulama içerisinde görülecektir.

Aşağıda 01.01.2022 tarihinde yürürlüğe giren kanun maddesi metnine yer verilmiştir.

MADDE 17 – 5271 sayılı Kanuna 110 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Adli kontrol altında geçecek süre

MADDE 110/A – (1) Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde adli kontrol süresi en çok iki yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hâllerde gerekçesi gösterilerek bir yıl daha uzatılabilir.

(2) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, adli kontrol süresi en çok üç yıldır. Bu süre, zorunlu hâllerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda dört yılı geçemez.

(3) Bu maddede öngörülen adli kontrol süreleri, çocuklar bakımından yarı oranında uygulanır.”

 

Av. Muhammed Burak GÜRLEVİK