ULUSLARARASI İŞGÜCÜ POLİTİKASINA DAİR GENEL DEĞERLENDİRME

Yabancıların Türkiye’de çalışabilmesine ilişkin temel şartlar yabancılar hukuku kapsamına dahil olmaktadır. Yabancı çalışanlara ilişkin asıl düzenleme ise 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’un yürürlükten kaldırılmasıyla birlikte 2016 yılında yürürlüğe giren 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu’dur. Söz konusu kanun, uluslararası işgücü politikası kapsamında benimsediği politikayla yabancıların çalışmasına önceki kanuna nazaran bazı değişik şartlar getirmiştir. Çalışmada, politikaya ilişkin genel bir değerlendirme yapılacaktır.  

 

GİRİŞ 

Yabancının kendi ülkesi dışında fiilen bulunduğu ülkede tabi olduğu farklı hukuk kuralları mevcut olup bunlar Yabancılar Hukuku’nun konusunu oluşturmaktadır. Yabancı bir ülke de çalışmak da pek tabi Yabancılar Hukuku’na tabi olmaktadır. Anayasa’ya göre, herkes dilediği alanda çalışma özgürlüğüne sahip olup, çalışma herkesin hakkı ve ödevidir. Normlar hiyerarşisinin en üstünde yer alan ve temel hak ve hürriyetleri düzenleyen Anayasa, açık bir şekilde çalışma alanında vatandaş/yabancı ayrımı yapmamış, eşitlik ilkesi doğrultusunda hareket etmiştir. Ancak bu sınırlama olmayacağı anlamına gelmemektedir.  Zira 16. Madde de yer aldığı gibi, milletlerarası hukuka uygun olmayan durumlar kanunla sınırlandırılabilecektir.  

Girişte bahsedildiği gibi yabancıların çalışmalarına ilişkin genel düzenleme, 6735 sayılı Kanun’dur. Bu düzenleme kapsamına, çalışma iznine ilişkin başvuru usulü, çalışma izninin değerlendirilerek verilip verilmemesi, bu iznin sınırlandırılması, çeşitleri, çalışan ve işverenin denetimine ilişkin temel kurallar bu kapsama girmektedir. Genel düzenlemelerin yanında özel düzenlemeler de bulunmaktadır. Çalışma alanları, taraf olunan ikili/çoklu uluslararası anlaşmalar ile yabancıların niteliklerinin dikkate alınarak esas alınan hükümler bu özel düzenlemelerden bazılarıdır.  

Son yıllarda patlak veren göç dalgalarıyla birlikte Türkiye’de belli başlı politikaların belirlenmesine zemin hazırlamış, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kabul edilmiştir. Uluslararası İşgücü Kanunu ise göç politikasının belirlenmesine doğrultusunda temel olarak esas alınmak üzere ortaya konulmuştur.  

Uluslararası İşgücü Kanunu’ndan önce yürürlükte bulunan Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun, esnek şartlar içermediği, yeni sistem ve kurallar oluşturma isteği, uluslararası işgücü politikasının oluşturularak bunun merkezileştirilmesi, çalışma izni başvurularındaki inanılmaz artış, nitelikli yabancı işgücünden yararlanma arzusu, kayıt dışı yabancı istihdamın engellenmesi ve iç hukuku uluslararası hukuktaki düzenlemeler çerçevesinde uyumlaştırma amacı güdüldüğü için yürürlükten kaldırılmıştır.  

 

YABANCILARIN TÜRKİYE’DE ÇALIŞMASINDA BENİMSENEN ESASLAR 

  1. Kapsam 

Uluslararası İşgücü Kanunu ilk maddesinde de vurgulandığı gibi, amaç politikanın belirlenerek uygulanması, takip edilmesi, çalışma izninin verilmesinde uygulanacak usul ve esasları, sorumlulukları, hak ve yükümlülükleri düzenlemektir. 

Anayasa’nın 90. Maddesi çerçevesinde, Türkiye’nin taraf olduğu ikili/çoklu uluslararası sözleşmenin varlığı halinde Uluslararası İşgücü Kanunu uygulama kapsamı dışında kalacaktır.  

 

  1. Uluslararası İşgücü Politikası 

UİK’nin belki de dikkat çeken en önemli yeniliklerinden birisi de hiç şüphesiz bu politikadır. Uluslararası işgücü politikası, yürürlükteki Kanunun temel taşı niteliğinde olup önemli bir yer tutmaktadır.  

Uluslararası işgücü politikası, yabancıların çalıma izni başvurularının değerlendirilmesi, reddedilmesi, çalışma izni muafiyeti, istisnai hükümlerde esas alınmaktadır. Bir önceki kanunda yer almayıp adından çokça söz ettiren ve kesin çizgileri olmayan, yeniliklere açık bir kavramdır. Hatta bu doğrultuda uluslararası işgücü kavramının ne olduğu açıklanmayarak politikanın belirlenmesinde dikkate alınması gereken esaslar kanunda belirtilmiştir. UİK’nin 4/2 maddesine göre bu esaslar şunlardır;  

  • Uluslararası işgücü hareketliliği ve Bölgesel gelişmeler ile  

  • Göç Politikaları Kurulu kararları,  

  • İstihdam ve çalışma hayatına ilişkin gelişmeler,  

  • Sektörel ve ekonomik dönemsel değişiklikler,  

  • Kalkınma plan ve programları,  

  • Yabancının uyruğunda bulunduğu ülkeyle ikili ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkiler,  

  • Türkiye’nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı anlaşmalar ve uluslararası sözleşmeler,  

  • Kamu düzeni,  

  • Kamu güvenliği ve  

  • Kamu sağlığı 

Söz konusu esaslar, politikanın belirlenmesinde esnek, çerçeveyle sınırlandırılmayan özellikler içermektedir. Sınırları belirli olmayan bu politika, Göç Politikaları Kurulu’nun kararları çerçevesinde belirlenmektedir.  

Uluslararası işgücü politikasını belirleyen makam ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’dır. Bakanlık, politikayı belirleme aşamasında Uluslararası İşgücü Politikası Danışma Kurulu’nun kararlarını, Kanun’nun 4/1. Maddesi gereğince dikkate almaktadır. Danışma Kurulu; ÇSGB başkanlığında, Avrupa Birliği, Dışişleri, Ekonomik, İçişleri, Kalkınma, Kültür ve Turizm Bakanlıklarının müsteşar düzeyindeki temsilcileri ile ÇSGB müsteşarı ve Uluslararası İşgücü Genel Müdüründen oluşmaktadır. Yılda en az bir kez toplanan bu kurul kararları gibi, Bakanlık ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri doğrultusunda da politikayı belirlemektedir.  

Uluslararası İşgücü Kanunu’nun “Yabancı başvuru, değerlendirme ve izleme sistemi” başlıklı 5. Maddesine göre yabancı çalışanların istihdamı taleplerini alma, değerlendirme ve uluslararası işgücü politikasının etkilerini izleme amacı güdülmüştür. Bu amaçla oluşturulacak sistem, çalışanların farklı alan dağılımlarının izlenmesi, kayıt dışı çalışmayla mücadele için önemli bir yer tutmaktadır.  

  1. Kanun Gerekçesi 

UİK m.4’ün gerekçesine göre, politikayı belirleme yetkisi Bakanlıkta olup, Bakanlık belirlemeyi Danışma Kurulunun önerileri çerçevesinde gerçekleştirmektedir. Amaç, işgücü yönetiminde esas alınacak temil politika çerçevesinin oluşturulmasıdır. Politikanın tespiti ve uygulanmasında ülke menfaatleri ve ihtiyaçları, ekonomik ve sektörel değişiklikler dikkate alınmaktadır.  

ÇALIŞMA İZNİNİN VERİLMESİNDE USUL 

  1. Çalışma İzni Başvurusu 

Çalışma izninde yetkili makam Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’dır. Bakanlık izni verirken veya başvuruyu değerlendirirken, UİK m.6/1 ve m.7/4’e göre, uluslararası işgücü politikasını dikkate almak zorundadır.  

Uluslararası İşgücü Kanunu’nun 7/1. Maddesine göre bu başvurular, yurt içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na, yurt dışında ise yabancının kendi ülke konsolosluğu veya bulunulan ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği veya Başkonsolosluğuna yapılır. Yurt dışından yapılan başvuru sonucunda yabancının iznin verildiği tarihten itibaren altı ay içerisinde Türkiye’ye gelmesi gerekmektedir.aksi halde iznin iptali söz konusu olacaktır.  Ayrıca UİK m.14’te sayılan bazı istisnai alanlar konusunda başvurular Dışişleri Bakanlığı’na yapılmaktadır. Dışişleri Bakanlığı’nca uygun görülen başvuru hakkında son kararı veren ise ÇSBG’dir.  

YÇİHK Uygulama Yönetmeliği kapsamında, çalışma izni başvurusu, sürenin bitti tarihten önceki iki ay içerisinde veya sürenin bittiği tarihten itibaren onbeş gün içinde yapılabilecektir. UİK ise, çalışma izni uzatma başvurusunu, sürenin bitmesine altmış gün kalmışsa veya süre dolmuşsa reddetmekte, gerekçesinde herhangi bir açıklamada bulunmamaktadır.  

Çalışma izni başvurusunun değerlendirilmesi UİK m.7/8 gereğince usulüne uygun yapılmışsa otuz gün içerisinde yapılır. Başvuruda, bilgi veya belgelerdeki eksiklik halinde başvuru değerlendirmesi, mücbir haller dışında otuz günü aşmamak üzere ertelenmektedir. Süre sonunda eksikliklerin tamamlanmaması başvurunun reddine neden olacaktır.  

Çalışma izni UİK m.12/1 hükmü gereğince ikamet izni yerine geçer. Dolayısıyla ayrıca ikamet izni alınmasına gerek bulunmamaktadır.  

 

  1. Başvurunun Reddi ve Çalışma İzninin Belirli Alanlarla Sınırlandırılması 

UİK’de red nedenleri belirtilmiştir. Bu nedenler arasında sınırları belirlenemeyen uluslararası işgücü politikasına uygun olmayan başvurulardır. Bakanlık, ülkenin çalışma ekonomisi kapsamında başvuruyu yeterli görmezse, politikaya uymadığı gerekçesiyle reddedebilir.  

Başvuru, ikili veya çok taraflı sözleşmeler ve karşılıklılık ilkesi kapsamında; 12/3 maddesi hükmüne göre; iş piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür koşullarının gerekli kıldığı hallerde, belirli bir süre için tarım, sanayi veya hizmet sektörleri, belirli bir meslek, işkolu veya mülki, coğrafi alan itibariyle sınırlandırılabilmektedir.  

 

  1. Red Halinde Yapılabilecekler 

Bakanlık, başvuru neticesinde, ret sebeplerinin varlığı halinde çalışma iznini vermeyebilir. Buna ilişkin karar, yabancıya veya başvuruyu yerine getiren işverene tebliğ edilir. Bu ret kararı üzerine, yabancı veya işveren, otuz günlük süre içerisinde kararı veren Bakanlığa itiraz edebilecektir. Itiraz edilmemesi kararın kesinleşmesine neden olur.  

Diğer kanun yolu ise, idari yargı yoluna başvurarak iptal davası açmaktır. Ancak bu yol da uzun ve mekaşetli olmaktadır. Aynı şekilde tekrardan çalışma izni başvurusunda da bulunulabilir.  

Eğer ret gerekçesi kanuni dayanaktan açıkça yoksunsa, itiraz yoluna başvurulması süre açısından daha avantajlı konumdadır. Zira tekrardan çalışma izni başvurusu ile iptal davası açmak ayları bulur ve bu durumda yabancının ülkede kalış süresi açısından sıkıntı yaratabilecektir. Sonuç olarak ret kararı veren makama otuz günlük süre içerisinde başvurulması, tüm başvuru evraklarının en baştan itibaren değerlendirilmesine gerek olmaksızın yalnızca itirazda ileri sürülen gerekçelerin değerlendirilerek kısa bir süre içerisinde sonuçlanmasını sağlayacaktır.  

SONUÇ 

Anayasa çalışma hakkı konusunda vatandaş-yabancı ayrımı yapmaksızın düzenlemeye gitmiştir. Bu düzenleme ile yabancıların ülkedeki çalışma oranında artışlar söz konusu olmuş, ayrıca bu konu hakkında düzenleme yapılması ihtiyacı doğurmuştur.  

6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu ile uluslararası işgücü politikası kapsamında benimsenen politikayla yabancıların çalışmasına önceki kanunlara nazaran bazı değişik şartlar getirilmiş; başvurular, sınırları ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar çerçevesinde değerlendirilerek sonuçlandırılmaktadır.  

Şöyle ki, başvurular; uluslararası işgücü hareketliliği ve bölgesel gelişmeler, göç politikaları kurulunun kararları, istihdam ve çalışma hayatındaki gelişmeler, sektörel ve ekonomik dönemsel değişiklikler, kalkınma plan ve programları, ülkelerle ikili ekonomik, sosyal, kültürel ilişkiler, karşılıklılık ilkesi, ikili veya çok taraflı sözleşmeler, kamu düzeni, güveniliği ve sağlığı sebepleriyle reddedilebilmektedir.  

Politikayı belirlemede dikkate alınan sebepler, gelişime, yeni konulara, koşullara açıktır. Bakanlık da söz konusu başvuruları bu politika kapsamında Danışma Kurulu’nun görüşlerini dikkate alarak değerlendirmekte ve sonucu bu doğrultuda vermektedir. Olumsuz sonuç halinde yabancı veya işveren itiraz, iptal davası veya yeni bir başvuru ile ilgili makamlara müracaatta bulunabilmektedir.  

STJ. AV. TÜRKAN GÜLTEKİN

 

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA 

  1. KAVLAK Bengül, ULUSLARARASI İŞGÜCÜ KANUNU İLE GETİRİLEN BİR YENİLİK: TURKUAZ KART, YBHD, 2019/2 

  1. KARAAĞAÇ Ömür, Yabancıların Türkiye’de Çalışmalarına İlişkin Temel Düzenleme Olarak Uluslararası İşgücü Kanunu’nun Genel Değerlendirmesi, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 3, Sayı 1